10. Sınıf Edebiyat Ders Kitabı Sayfa 270-273-274-275 Cevapları Meb Yayınları

10. Sınıf Edebiyat Ders Kitabı Sayfa 270-273-274-275 Cevapları Meb Yayınları
10. Sınıf Meb Yayınları Edebiyat Ders Kitabı Sayfa 270-273-274-275 Konya Hazırlık - Metni Anlama ve Çözümleme Cevaplarını yazımızın devamından okuyabilirsiniz.

Sayfa 270 Hazırlık Cevapları

1. Çok gezen mi çok okuyan mı bilir? Arkadaşlarınızla tartışınız.

Kısa cevap: Her ikisinin de bilgiye katkısı vardır. Çok gezen kişi görerek, çok okuyan ise düşünerek öğrenir.

Detaylı cevap: Çok gezen, farklı şehirleri, ülkeleri, kültürleri ve yaşam biçimlerini doğrudan gözlemleme fırsatı bulur. Bu da ona pratik, görsel ve sosyal bilgiler kazandırır. Öte yandan çok okuyan kişi, geçmişten günümüze birçok bilgiye ulaşabilir, derinlemesine düşünür ve farklı bakış açıları kazanır. Biri dünyayı gezerken öğrenir, diğeri satırlarda yolculuk yapar. En doğru bilgi, hem okuyarak hem de gezerek elde edilendir. İdeal olan, ikisini birleştirebilmektir.


2. Seyahat etme imkânınız olsaydı nereleri gezmek isterdiniz? Niçin?

Kısa cevap: Tarihî, doğal ve kültürel zenginliği olan yerleri gezmek isterdim.

Detaylı cevap: Eğer seyahat etme fırsatım olsaydı, hem yurt içindeki hem de yurt dışındaki önemli şehirleri gezmek isterdim. Konya gibi tarihî şehirlerde Selçuklu mirasını, İstanbul'da Osmanlı’nın izlerini görmek isterdim. Yurt dışında ise Mısır’daki piramitler, İtalya’daki Antik Roma kalıntıları ve Japonya’daki teknolojiyle iç içe geleneksel yaşam ilgimi çekerdi. Bu tarz seyahatler insanın hem tarihini hem de kendisini daha iyi tanımasına yardımcı olur. Farklı yerleri gezmek, hayat tecrübemizi ve dünyaya bakış açımızı zenginleştirir.


Sayfa 273 Metni Anlama ve Çözümleme Cevapları

Soru: “Her biri birer Aristo akıllı, şair, kitap yazar, yalın ayak başı kabak fakirlikle övünür canlar vardır. Gece ve gündüz İlâhî aşk ile sermest olmuş, kendinden geçmiş dervişler vardır.”
Cümlelerinde mecaz anlamda kullanılan kelimelerin altını çiziniz. Altını çizdiğiniz ifadelerin anlamlarını cümlelerin bağlamından hareketle tahmin ederek yazınız. Tahminlerinizi Türk Dil Kurumunun Güncel Türkçe Sözlük’ünden kontrol ediniz.

Aristo akıllı
Tahmin: Aristo gibi filozof, bilgili ve zeki insanlar anlamında mecaz olarak kullanılmıştır.
TDK: Aristo → Eski Yunan filozofu, bilgelik ve akıl sembolü.
Anlam doğrulandı: Bilge kişi.

Yalın ayak başı kabak
Tahmin: Gösterişsiz, dünya malı peşinde olmayan sade yaşam süren insanlar.
TDK: Yalınayak başı kabak(Deyim) Gösterişsiz, sade yaşayan kimse.
Anlam doğrulandı.

Fakirlikle övünür
Tahmin: Fakirliği bir erdem sayan, yoksulluğuyla gurur duyan kimseler.
TDK: Fakirlik → Maddi yoksunluk; burada ise mecazla "dünyadan el etek çekme" anlamı yüklenmiştir.
Mecaz anlamla kullanılmış, anlamı uygun.

İlâhî aşk ile sermest olmuş
Tahmin: Allah sevgisiyle mest olmuş, kendinden geçmiş, coşku hâlinde olan dervişler.
TDK: Sermest → Sarhoş, kendinden geçmiş.
Mecaz anlamda, aşkla sarhoş olma hâli. Doğru.

Kendinden geçmiş
Tahmin: Dünya ile bağı kesilmiş, trans hâline geçmiş, içsel bir vecd hâlinde olan kişiler.
TDK: Kendinden geçmek → Coşkunluk, şaşkınlık, heyecan ya da mestlik sonucu benliğini kaybetme durumu.
Anlam uygun.

Bu cümlede geçen "Aristo akıllı", "yalın ayak başı kabak", "fakirlikle övünür", "İlâhî aşk ile sermest olmuş", "kendinden geçmiş" ifadeleri mecaz anlamlıdır ve anlatımı daha etkileyici, canlı ve imgeli hale getirmek amacıyla kullanılmıştır.


2) Tür özelliklerini de göz önünde bulundurarak metinde anlatılanların nerelerde ve hangi dönemde geçtiğini söyleyiniz.
Cevap: Metin, XVII. yüzyıl Osmanlı Dönemi’nde geçmektedir. Anlatılan yer Konya şehridir. Evliyâ Çelebi, bu şehirdeki tarihî yapılar, sosyal yaşam ve kültürel zenginlikler hakkında gözlemlerini anlatmıştır.


3) Okuduğunuz metnin konusunu ve ana düşüncesini yazınız.
Konu: Konya’nın Osmanlı Dönemi’ndeki şehir yapısı, sosyal ve kültürel özellikleri.
Ana düşünce: Konya, tarihî ve manevi yönleriyle Osmanlı’nın önemli şehirlerinden biridir.


4) Evliyâ Çelebi, metinde hangi anlatım biçimlerine ve düşünceyi geliştirme yollarına başvurmuştur? Yazınız. Bu unsurların metne katkısını söyleyiniz.
Cevap: Anlatım biçimleri: Betimleyici, açıklayıcı ve öyküleyici anlatım.
Düşünceyi geliştirme yolları: Tanık gösterme, karşılaştırma ve örnekleme.
Bu unsurlar metni canlı, ayrıntılı ve etkileyici hale getirmiştir.


5) Yazar, gördüklerini ve duyduklarını aktarırken mübalağalı bir anlatım kullanmıştır. Sizce bu durum metnin dil ve anlatımını nasıl etkilemiştir?
Cevap: Mübalağa, anlatımı renklendirmiş ve okuyucunun ilgisini çekmiştir. Betimlemeler daha etkileyici ve akılda kalıcı hâle gelmiştir.


6) Okuduğunuz metinde Konya’nın özellikleri verilirken millî, manevi, sosyal ve tarihî ögelerden hangilerine yer verilmiştir? Metinden örnek cümleler vererek söyleyiniz.
Cevap:

  • Millî: “Konya şehri 500 akçe mollalıktır.”

  • Manevî: “Yetmiş yedi tabaka büyük evliyâların nazarı değmiş bir evliyâ nazargâhıdır.”

  • Sosyal: “Konya’nın beyaz ekmeği, tahinlisi, pişmaniyesi meşhurdur.”

  • Tarihî: “Nice padişahlar bu türbeyi tamir etmiştir…”


7) Metinde yazar ile anlatıcının aynı kişi olduğunu gösteren cümlelere örnekler yazınız.
Cevap: “Gerçekten de bu hakir de bu Konya gezisine gelinceye kadar 20 sene seyahatimiz olup böyle bir bahçe ve böyle güzel bir yeşillik görmedim.”


8-a) Evliyâ Çelebi’nin, Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî ve Mevlânâ’nın dergâhı hakkındaki tespitlerinden yola çıkarak Konya halkının Mevlânâ’ya olan sevgisine yönelik çıkarımlarınızı söyleyiniz.
Cevap: Mevlânâ’ya duyulan sevgi çok büyüktür. Konya halkı onu kutsal bir şahsiyet olarak görmüş, onun dergâhına ve türbesine değer vermiştir.


8-b) Sizce yerli ve yabancı turistler, Mevlânâ Türbesi’ni neden ziyarete gelmektedir? Düşüncelerinizi söyleyiniz.
Cevap: Mevlânâ Türbesi, evrensel barış, sevgi ve hoşgörüyü temsil ettiği için hem kültürel hem manevi bir merkezdir. Bu nedenle ziyaretçilerin ilgisini çeker.


9) Evliyâ Çelebi’nin tüm bu özelliklerinden yola çıkarak yazar ile metin arasındaki ilişkiyi anlatan bir paragraf yazınız.
Cevap: Evliyâ Çelebi’nin Seyahatnâmesi, onun gözlem yeteneği, kültürel bilgisi ve anlatım gücünü yansıtır. Seyahat etmeyi bir tutku hâline getirmiş olan Evliyâ Çelebi, gezdiği yerlerdeki sosyal, kültürel ve tarihî yapıları ayrıntılı bir biçimde gözlemler ve anlatır. Yazdığı metinler sadece kişisel anılar değil; aynı zamanda dönemin yaşam tarzını belgeleyen tarihî kaynaklar niteliğindedir.


Sayfa 275 Dil Bilgisi Cevapları

1) “Bu şehrin kuyumcuları, külâhçıları, terzileri ve pâk Selmanî berberleri meşhurdur, ama debbağları (deri işleyicisi) yedi iklimde yoktur.” cümlesini aşağıdaki tabloda verilen başlıklara göre inceleyiniz.

  • Yükleminin türü: İsim cümlesi
  • Yükleminin yerine: Kurallı cümle
  • Anlamına: Olumsuz cümle
  • Yapısına: Bağlı cümle

2) Okuduğunuz metinden noktanın aşağıdaki tabloda belirtilen kullanım amacına uygun cümleler bulunuz.

Tamamlanmış cümlelerin sonuna konur.

  • “Konya şehri 500 akçe mollalıktır.”
  • “Evvelâ Konya şehri paşa tahtı sancağıdır.”

Dört ve dörtten çok rakamlı sayılar sondan sayılmak üzere üçlü gruplara ayrılarak yazılır ve araya nokta konur.

  • “Karaman eyaletinde zeamet 68 ve timar 2.111’dir.”
  • “Toplam 1.900 sultan çarşısı dükkânları vardır.”

SIRA SİZDE Etkinliği (Resim veya Karikatür)

Bu etkinlik için zihninizde canlanan Konya şehir tasvirini resme dökebilir veya bir minyatür benzeri illüstrasyon çizebilirsiniz. Örneğin:

  • Mevlâna Türbesi’ni,
  • çarşıları,
  • dervişleri,
  • üzüm bağları veya Konya’nın ekmek ve tatlılarını betimleyen öğeler çizebilirsiniz.

konya.jpg


ARAŞTIRINIZ Etkinliği (Yaşadığınız ya da merak ettiğiniz şehir hakkında Evliyâ Çelebi’nin anlatımı)

Evliyâ Çelebi’nin Gözünden İstanbul

Evliyâ Çelebi, doğup büyüdüğü şehir olan İstanbul’u Seyahatnâme’sinde büyük bir hayranlık ve detaycılıkla anlatmıştır. XVII. yüzyılda Osmanlı’nın başkenti olan İstanbul, onun gözünde yalnızca bir şehir değil; medeniyetin kalbi, sanatın ve ticaretin merkezidir.

Mimari ve Şehir Yapısı:

Evliyâ Çelebi, İstanbul’un mahallelerini, semtlerini, saraylarını, camilerini, hanlarını ve köprülerini titizlikle betimler. Özellikle Ayasofya, Topkapı Sarayı ve Süleymaniye Camii gibi yapıları büyük bir övgüyle anlatır. Şehri “yedi tepe üzerine kurulmuş, cihanın gözbebeği” olarak tanımlar.

Toplumsal Hayat:

Evliyâ Çelebi, İstanbul’un insanlarını “zarif, bilgili, hoşsohbet” olarak nitelendirir. İstanbul’da farklı milletlerden ve dinlerden insanların barış içinde yaşadığını, bu kültürel çeşitliliğin şehre canlılık kattığını belirtir. Çarşı-pazar hayatı, esnafların davranışları, kahvehaneler ve tekkeler ayrıntılı bir şekilde resmedilir.

Mübalağalı Anlatım ve Mizah:

Evliyâ Çelebi İstanbul’u anlatırken sık sık abartılı betimlemeler kullanır. Bu durum onun üslubunun doğal bir parçasıdır. Örneğin, İstanbul’daki dükkânların “binbir çeşit eşya ile dolu olduğunu” söyler, sokaklarını ise “bir günde bitirilemeyecek kadar geniş” olarak tanımlar.

Sonuç: Evliyâ Çelebi’nin anlatımı sayesinde bugün bile 17. yüzyıl İstanbul’unun sosyal, kültürel ve mimari yapısı hakkında oldukça canlı ve renkli bir tabloya ulaşmak mümkündür. Seyahatnâme, İstanbul’un geçmişteki ruhunu yansıtan eşsiz bir eserdir.

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.